''Kişi hangi bölüm mezunu olursa olsun, muhabbet beslediği işte çalışması önemli''

Lacivert Dergi Yazı İşleri Ekibi’ni, Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Bölümü öğrencilerimiz için misafir ettik, tadına doyulmaz bir sohbete dahil olduk.

2014’ün Mayıs ayında “Hayatı Ciddiye Alan Dergi” sloganıyla yayın hayatına başlayan Lacivert Dergi, günümüzde kendi deyimleriyle “semtin tüm mahallelerine hitap eden”, bilhassa gençler tarafından yakından takip edilen bir dergi halini aldı. Hal böyle olunca biz de kendilerini Eğitim Fakültemizde misafir etmek, Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi bölümümüzdeki öğrencilerimizle buluşturmak ve yayıncılık sektöründe kariyer hakkında fikirlerini almak istedik.

Lacivert Dergi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Akar, Editör Raşit Ulaş, Beytullah Çakır, H. Sena Kartal ve Görsel Yönetmen Sema Türk’ün katıldığı seminerimizden bazı satır başları ise şöyle…

Mustafa Akar - Yazı İşleri Müdürü

Ben bu işlere çok küçük yaşta başladım. Ortaokulda küçük küçük yazıları yan yana diziyordum. Sonrasında üç ayrı gazetede kültür sanat sayfaları hazırlamaya başladım. Mesleğe Milliyet Gazetesi’nde düzeltmen olarak başladım diyebilirim. Sekiz sene sonra da haber merkezi editörü olarak Milliyet’teki görevimden ayrıldım ve dergiciliğe başladım. Dergiciliği de edebiyat dergileri ile öğrendim. Biz Lacivert’te her ay farklı bir dosya konusu seçiyoruz. Dosya konuları da gündemin etrafında şekilleniyor. Dergicilikte baskıyı değiştirme imkanın yok, dolayısıyla çatıyı yıkıp bir hafta içerisinde bambaşka bir sayı da çıkarabilirsiniz. Örneğin şu anda Aralık sayısına hazırlanıyoruz. Aralık’a kadar ölmeyecek bir dosya konusu seçmemiz gerek. Dergiyi buna göre şekillendiriyoruz. Edebiyatla uğraşıyorsanız, yolunuz bir gün mutlaka dergiye düşecektir ve söylediklerimi anlayacaksınız.

Biz toplumun içinde bulunduğu her türlü konu üzerinde yazıp çiziyoruz. Dergicilik gazeteciliğin memuriyeti, yayınevi editörlüğü de dergiciliğin memuriyeti. Dolayısıyla ben dergiciliği, gazeteciliğe göre çok daha fazla seviyorum.

Raşit Ulaş - Editör

Ben Halkla İlişkiler okudum. Fakat mezun olduktan sonra sadece iki gün okuduğum bölüm ile ilgili iş yapabildim. Sevmiyordum, bana göre değildi. Sabahın 8’inde kalkıyorsunuz, işe gidiyorsunuz. İşe mutlu gitmeniz önemli. Kişi hangi bölüm mezunu olursa olsun muhabbet beslediği bir işte çalışması önemli… Kariyer benim için kalbimin ve aklımın bir arada seçtiği bir mutluluktur. Bir çocuk doğuyor, büyüyor, okula gidiyor, mezun oluyor ve ailesi gururlanıyor. Dergicilik işte o ailenin yaşadığı gururdur benim için. Lacivert, bizim üzerine titrediğimiz çocuğumuz.

Beytullah Çakır - Editör

Ben aslına bakarsanız akademisyen olmak istiyordum. Şükürler olsun ki Allah bana editör olmayı nasip etti. Mesleğe başladığım ilk zamanlar akademik dil ile yazı yazmanın sıkıntısını çok çektim. Fakat dilimi dergi diline uygun hale getirebilmem için arkadaşlarım bana çok yardımcı oldular. Ekip ruhu çok önemli. Sabahlara kadar çalıştığımız, gözlerimizin kan çanağı olduğu günler oluyor. Ama iyi bir ekibe sahipseniz, bu iş eğlenceli hale geliyor. Ekip ruhu sizin içinizdeki potansiyeli artırabilecek bir güçtür.

H. Sena Kartal - Editör

Ben Edebiyat mezunuyum ve editörlük hayaliyle üniversiteye başladım. Sınıfımızda benim dışımda hiçbir öğrenci editörlük düşünmüyordu. Okurken bir şeyler yapmak çok önemli. Ben ikinci sınıftan itibaren yayınevlerinde çalışmaya başladım. Boş vakitlerinizi çalışarak değerlendirin. Ben 25 yaşımdayım ve bu yaşta, bu mevkide olduğum için çok mutluyum. Bunu erken yaşta çalışma hayatına girmiş olmama bağlıyorum. Ben Lacivert’e geldiğimde derginin adı bile yoktu. Her detayını birlikte oluşturduk. Şu sıralar da gündeme gelmemiş yazar, şair, ressam gibi kadınlarla röportajlar yapıyor, “İyi Şeyler” ve “Ajanda” gibi bölümlerin içerikleri oluşturuyorum. Her ay farklı kişilerle tanışıyorum ve bence bu, işimizin en güzel yanlarından biri.

Sema Türk - Görsel Yönetmen

Benim görevim görsel yönetmenlik. Ayın son haftası tüm işler benim üzerimden yürüyor. O zamanlar çekilmez bir insan olabiliyorum. Çoğunlukla görsel yönetmenler yaptığı sayfanın içeriğini okumazlar ama ben derginin içerisindeki bütün yazıları okuyor ve buna göre tasarım yapmaya çalışıyorum. Biz, yaptığımız işi “iş” olarak görmüyoruz. Sevdiğiniz işi yapmanız gerçekten çok önemli. Sevmeden işe gidiyorsanız hayat çok zor olabiliyor. Ne iş yapıyorsanız yapın, o işi bir insan gibi değerlendirin ve üzerinizde hakkı olduğunu unutmayın. Söyleyebileceğim en önemli düstur bu.